Akrep dönemine yeni ay ile giriyoruz. Yenilenme enerjisi taşıyan yeni ay, Akrep burcunun küllerinden doğma temasına da uyuyor bana göre.
Yeni ayların başlangıçları temsil ettiğini her zaman her yerde okuyoruz. Bu yıl, Temmuz ayından beri tüm yeni aylar Uranus ile birlikte gerçekleşti. Uranus, özgürlük ve yeniliği temsil eder. Bizden çıtayı her zaman daha yukarı çekmemizi ister. Boğa burcuna giriş yaptığı andan itibaren değer yargılarımızı sorgulamaya başladık. Çünkü daha iyi bir yaşamın mümkün olabileceği fikri yavaş yavaş toplumsal bilince işlenmeye başladı. Pek çok şeyi sorgular olduk. Sadece Uranus değil, Venus de her önemli gökyüzü olayının merkezindeydi bu yıl.
Hem Merkür hem de Venus’ün akrep burcunda kavuşumu konuya yine “ilişkiler” temasını taşıyor. Merkür’ün de gerileme dönemine girmesi, yaşadığımız olayların ve edindiğimiz tecrübenin değerlendirileceği anlamına geliyor. Daha derin bir analize ihtiyacımız olacak.
Sorulması gereken soru; derinden bağlanabileceğimiz kişilerle yarına yürüyebilecek miyiz?
Uranus özgürlük ve yeniliğin sembolüyse; bizi özgürleştireceği konu eski değer yargılarımız ve sıkı sıkıya bağlı olduğumuz bazı konfor alanlarımızdır. Hangi mesleği yaparsak yapalım fark etmez, hepimizin hayatında bizi esir alan gereksiz yükler vardır. Fayda-maliyet hesabı yaptığımızda bizi yoran bazı kalemlerden özgürleşebiliriz. Merkür gerilemesinden böyle bir çalışma için faydalanmak da mümkün. İçinde bulunduğunuz ilişki denklemindeki yükler neler? Cevabı yalnızca sizde.
Ne Ay ne de Venus Akrep burcunda rahat değildirler. Yeni ayın da küçük bir güneş tutulması etkisi yarattığını düşünürsek; bu hafta duygusal olarak zayıf hissettiğimiz bir hafta olabilir. Sadece bu da değil, Mars ve Saturn etkileşiminin de işimizi kolaylaştırdığını söyleyemeyiz.
Hareket kabiliyetimiz sınırlı, yollarımız engellerle dolu. Bu engeller karşıdan da gelebilir, bizden kaynaklı da olabilir. Bazen korkularımız ve başaracağımıza olan inancımız o kadar zayıftır ki, elimize geçen fırsatları değerlendiremeyiz. Hayat geçer bu korkularla. Bazen de yapamayacağımızı söyleyen sesler yükselir. Eleştiriliriz, enerjimiz azalır.
Bu yeni ay gerçeklerle yüzleştirip bizi özgürleştirecek. Yeni bir sahne hazırlanıyor önümüzde. Uranus’un yenilikçi yanı farklı bir dünya sunacak bize. Temmuz ayından beri her yeni ay; “kısır döngünü kır ve farklı bir hayata tohum at” mesajıyla geçti. Çoğumuz farkında bile değildik belki. Ama şimdi tüm ağır giden gezegenler ileri, Neptün de yeni ayın ardından ileri hareketine başlayacak. Kısacası dünya değişirken, bu değişimi anlayıp cevap verebilirsek, uyum sağlamamız bir nebze kolaylaşacak.
Bu yeni aydan sonra olayların hiç beklenmedik bir şekilde hızlanıp, gelişeceğini söylemek yanlış olmaz. Ne yöne doğru gelişecek derseniz, işte orası muamma. Uranus’un getireceği konuların öngörülebilir olması mümkün değil. Bu gezegen keşfedildiğinde, Amerika iç savaşa doğru ilerlerken, Fransa’da ihtilal yaşanıyordu. Yıkımlarla gelen bir değişim ve eşitlik enerjisi taşıyan gezendir Uranus. Getireceği özgürlüğün bedeli vardır mutlaka. Bu noktada düşünmemiz gereken nelerden özgürleşeceğimizdir. Bunlar bazı alışkanlıklarımız, davranış kalıplarımız ve bazen de birlikte yürüdüğümüz kişiler olabilir.
Yaşanacak olan değişimin mutlaka yıkıcı olması gerekmiyor. Kendi dinamiklerimizi gerçekten anlayabildiysek zaten atılması gereken adımların farkındayız demektir. O zaman yapmamız gereken Uranus’un çarpıcı fikirlerini Akrebin derin kavrayış ilkesiyle birleştirmektir.
Unutmayın Akrep duygusal güç temasını taşır. Onun görevi krizlerle dönüşebilmeyi başarmaktır. Karanlıktan aydınlığa çıkabilmek sadece duygusal güce ulaşmaktan geçer.