Yeni ay Akrep burcunun 12. derecesinde gerçekleşiyor. Hafta başında yeni aya giden taşların nasıl dizildiğini anlatmaya çalışmıştım (http://www.didemcan.com/yeni-aya-giderken), bugün ise yeni ayın hangi enerji ile oluşacağından bahsetmek istiyorum.
Tüm yıl boyunca değişim ihtiyacının hissedildiği bir ortam vardı yeryüzünde. Baskıya isyan, değişime direnç, yenilik korkusu gibi konular hakimdi atmosphere. Daha sade bir ifadeyle; bardağı dolduran kısım burasıydı diyebiliriz. Peki bardağı taşıran nedir diye sorarsanız yeni ay diyebilirim. Çünkü yeni ay enerjisi tutulmalarla tamamlanacak ve bardağı taşıran ana temayı oluşturacaklar.
Ay ve Güneş, Uranus ile tam karşıtlık yaparak gökyüzündeki enerjiyi adam akıllı geriyor. Gökyüzündeki iki ışığın elektrik yüklü gezegene karşıtlık yapması, atmosferin basıncının yüksek olacağını gösterir. Her birimizin hayatında, Akrep, Boğa ve Kova burçlarının temsil ettiği yaşam alanlarında, sürpriz gelişmelerin yaşanacağını söylemek yanlış olmaz. Her zaman yeni ayın başlangıçları işaret ettiğini söyleriz ama bu yeni ay bence bitişleri anlatıyor. Akrep burcuna giren her gezegen önce Saturn’e ardından da Uranus’e temas ediyor. Her bir gezegen kendi doğasına göre oluşan zemine yeni bir boyut ekliyor.
Mars’ın yeni yolculuğunu bir önceki yazımda anlatmaya çalışmıştım (http://www.didemcan.com/yeni-aya-giderken). Merkür de uzun zamandır uyum ve uzlaşma aradığı Terazi burcundan çıkıp Akrep burcuna giriyor. Bu durumda aynı yolculuk Merkür’ü de bekliyor yani tanrıların savaşına o da dahil olacak. Bu demektir ki işimiz biraz daha zor. Akrep burcu güç, ölüm, dönüşüm, arıtma gibi anahtar kelimelerle ifade edilebilir ama aynı zamanda su grubu burcu olduğundan lağım, kanalizasyon, pis sular da Akrep’in alanına girer. Tutulmaların da aynı eksende yani Akrep/Boğa aksında olduğunu düşünürsek, tatsız konuların bir süre bizi meşgul edeceğini söyleyebilirim. Mars’ın yolculuğu “mafya ve seks” gündemiyle başladı maalesef, hem mafya hem de seks yine Akrep temalarıdır unutmayın. Umarım bu konuya daha fazla maruz kalmayız ancak Merkür önce Mars ile kavuşacak ve hemen ardınan Saturn ve Uranus ile etkileşime girecek. Bu hikayeler daha çok su kaldırır gibi duruyor..
Biz yine dönelim kişisel hayatlarımıza
Merkür Terazi burcunda gerileyerek içinde bulunduğumuz gruplarla olan uyumumuzu sorgulamamızı istemişti. İlişkimizde huzuru yakalamanın ara yollarını aramamızı talep etmişti. Merkür artık burç değiştirdiğine göre Terazi burcundaki yolculuğunu içselleştirmenin vakti gelmiş demektir. İşte şimdi derinleşme ve aksiyon alma zamanı. Güneş, Ay ve yükseleni sabit burçlarda (Akrep, Kova, Aslan, Boğa) olanlar bu dönemi iliklerine kadar hissedeceklerdir eminim.
Yeni ayın getirdiği kopuş ve beklenmedik olaylar bizi kavga ve tartışma atmosferine sürükleyecek gibi görünüyor. Kirli çamaşırlar, baskıladığımız duygular, konuşulmamış ertelenmiş konular ister istemez yüzeye çıkacaktır. Akrep doğası gereği öldürme içgüdüsü taşır. Öldürmek zorundadır ki yeniden doğabilsin. Mars, Merkür ile birleşerek ilginç bir son hazırlıyor olabilir bizim için. Önemli olan neyin ne şekilde biteceğine bizim karar verebilmemiz. Değişime direnç gösterdiğimizde “son” daha acı bir şekilde gelir maalesef. Farkındalığı yüksek olanlar için sorun yok zaten; değişime hazırlıklı ve refleksleri daha güçlüdür. Neyi nasıl bitireceğini bilir, kontrol kendindedir. Ancak kaygı ve korkuya kolay kapılanlar için, kontrolu kaybetme riski yüksek demektir.
Sorun şu ki; işin içinde Saturn ve Uranus olunca korku bazlı aksiyon almak içten bile değil. Yani güç savaşlarının perde arkasında intikam duygusu olabilir.
Savaş gezegeni ve dönüşüm gezegeni var da barış gezegeni yok mu yani?? Evrende her şey zıddı ile mevcut olduğuna göre Mars’ın tamamlayıcısı olarak Venüs’ü düşünebiliriz. O zaman bu duruma yardımcı olabilecek gezegen Venüs’e dönelim isterseniz.
Venus yeni ay esnasında yay burcunu terk ederek Oğlak burcuna doğru ilerliyor. Oğlak burcundaki Venus’ün her şeyden önce görev dediğini söylemeden edemeyeceğim. Venus’ün işi zevk, keyif, aşktır. Oğlak burcunda bunlar kesinlikle geri planda kalır ve birşeyleri inşaa etmek üzere hareket eder. Yani gerilen ortamı yumuşatmaya yönelik bir tutum sergileyemeyecektir. Özellikle de olması gereken sınırın dışında (OOB) hareket ederken, dışardan toplumu gözlemliyor gibidir. Sadece bu kadarla kalsa iyi, bir de yıl sonunda gerileyerek işleri biraz daha komplike hale getirecektir. Çünkü gerileme hareketine Pluto ile başlayacak. Bunu da başka bir yazının konusu yapalım isterseniz. Oldukça önemli bir başlık çünkü.
Kısaca toparlayacak olursak iş yine bize düşüyor. Seçilecek iki yol var; ya mızmızlanıp ağlayacağız ve sürekli şikayet edeceğiz (ki o da ara sıra hakkımız tabii) ya da sorumluluk duygusuyla karar alıp harekete geçeceğiz.
Ben yeni ayın mesajını şöyle okuyorum: “Ne duruyorsun, hadi yap o zaman!”