Pazar günü sabah saatlerinde Aslan burcunda dolunay gerçekleşecek. Şöyle bir bakınca gökyüzüne, gezegenlerin bulundukları yerlerde mutlu olduklarını söylemek pek de olası değil. Sanki her biri “benim burada ne işim var” der gibiler. Üstüne üstlük en büyük iyicil gezegenimiz Jupiter de olabilecek en kötü pozisyonunda. Mars galaktik merkeze ilerleyerek genişleyebileceğimiz alanların neresi olacağını araştırmanın derdinde. Mars’ın bir sonraki adımı ise, kuvvetli olduğu Oğlak burcuna geçmek olacak. Gelin görün ki kendisi burada bulunmaktan çok memnun olsa da, Güney Ay düğümü ile birlikte olmaktan hoşnut olmayacak. Bunu kayıpların çokluğu ya da engellerin büyüklüğü şeklinde yorumlamamız da mümkün. Gökyüzündeki bu karmaşayı yeryüzünde de yaşadığımız kesin, bildiğiniz gibi hiç de güzel başlamadık yeni yıla. Her gün bir başka haber başlığı içimizi sıkıyor. Birini hazmedemeden bir diğeri düşüyor önümüze. Tıpkı gezegenler gibi “Ne işim var benim burada”, “ne yapıyorum ben” sorusu geliyordur aklınıza eminim. Bazen de boşa kürek çekiyormuşuz duygusu hissettiriyordur günlük haberler. Ne de olsa gökyüzündeki enerji yeryüzüne yansıyor. Kısacası yine karışık bir enerji hakim yukarıya.
Merkür’ün hiç hoşlanmadığı bir burçta, tam gerileme öncesi, Neptün ile kavuşması bu dolunaya ilginç bir titreşim gönderiyor. Kafalar tam karışık. Hayaller, umutlar, gerçekler, engeller, cevaplar… Oğlak enerjisiyle başarı odaklı planlar yapmaya çalışırken kontrol etme refleksimiz ister istemez öne çıkıyor. Sağlam ve güvenilir yapı kurma peşine düşüyoruz. Ama maalesef içinden geçtiğimiz dönem öyle bir dönem ki; en güvenilir olarak düşündüğümüz temalar bile birer birer elimizden alınıyor. Uranus Boğa burcundayken, bugüne kadar güvenilir dediğimiz her şeyi değiştirmek üzere hareket ediyor. Hatta Venüs de Koç burcuna girdiği andan itibaren Kayron ile kavuşuyor olacak. Reddedilme korkusu, ilişkilerde dengeye gelememek veya tek taraf lehine sürekli vermek söz konusu olabilir. Sosyalleşirken en tuhaf/ucube yanımızın açığa çıkmasından korkmak söz konusu olabilir.
Durum biraz karışık görünüyor değil mi?
Bir de madalyonun diğer yanından bakalım isterseniz olaya neden böyle diye..
Evet, ortalık karışık ve iyi hissettirecek olaylar yaşanmıyor. Evet, aynı anda pek çok dramla ilgilenmek zorundayız gerçek hayatta.
Evet, nasıl hayatta kalacağımıza ve bizi aşan tehditlerle nasıl savaşmamız gerektiğine nafile kafa yoruyoruz.
Hepsi geçerli bunların. Ama bu dolunay tüm ışığını Aslan burcu sembolizmine gönderiyor. Aslan zodyağın en neşeli, en coşkulu burcudur. Burçlar kuşağının kralı, altın çocuğudur. Öyle ki varlığıyla ve ışığıyla diğerlerine yaşam enerjisi aşılar. Gerçek bir Aslan burcu insanı yaşamın her anını kutsayabilen, hayatı çocuk neşesiyle yaşayabilen kişidir. Aşk, çocuk coşkusuyla yaşanır aslan burcu için. Kalp de Aslan burcu tarafından yönetilir unutmayalım. Bu durumda Güneş tüm enerjisini mutluluğa, aşka, coşkuya yönlendiriyor bu dolunayda.
Bana göre her ne kadar şartlar kötü olsa da, çıkış yokmuş gibi görünse de hatta dibe vurduğumuzu düşünsek de yarın mutlaka yeni bir ışık doğacaktır. Balık burcundaki Merkür ve Neptün hayaller ve umutlar konusunda küçük de olsa bir kaçamak fırsatı sunuyor. Kendimizi fazla kaptırmadığımız sürece, üzerimizdeki baskı ve stresi azaltmanın yolu her zaman vardır. Aşk ve mutlu bir yaşam için gerçekten kimsenin ne düşündüğü veya nasıl yargılandığımıza bakmaksızın akalım hayatın içine. Önce içimizde sönmeye başlayan ateşi besleyelim, biraz umutla dolduralım kendimizi ki yola devam edebilelim.
Venus ve Kayron ikilisi her ne kadar yaramızı, güvensizliğimizi açığa çıkarsa da bir o kadar da şifalanma fırsatı sunar. Konumuz aşksa, rezil olma ihtimalini göze almamız gerekir. Konumuz ilişkilerse bırakın bozulsun denge, görelim ilişkideki problemleri. Böylece neyi şifalandırmamız gerektiğini de bileceğiz günün sonunda.
Bu dolunay hem umutları, hem neşeyi aydınlatacak. Venus her ne kadar Koç burcuna yeni girmiş olsa da gökyüzünde harika bir ateş üçgeni oluşturmuş olacak. Heves, canlılık ve aşka yol vermiş olacak.
Dolunaya hazırlanırken bir de bu gözle bakalım istedim haftaya. Çünkü dolunayın hemen ardından Ay’ın Başak burcuna geçişiyle zaten gerçeklerle yüzleşeceğiz ve detaylarla uğraşmamız gerekecek. Yoğun iş temposuna enerji depolamak için arada kendimizi şarj etmemiz gerekir değil mi? Mutluluk ve neşe şu dönemde en çok ihtiyacımız olan şey. Dolunay öncesi birkaç gün çalın hayattan kendiniz için.