Yükleniyor...

DOLUNAYA YAKLAŞIRKEN

14 Ekim 2021

Dolunaya yaklaşırken gökyüzünde yeni bir telaş var bu hafta. Oyun kurucu olan ağır giden gezegenler artık yön değiştiriyor ve teker teker ileri hareketlerine başlıyorlar. Genel olarak gezegenlerin hava elementinde olması bir an fırtına mevsimine yaklaşıyormuşuz izlemini uyandırıyor bende.

Hava elementi; sosyallik, zihinsel yaklaşım, analiz ve sentezle ilişkilidir. Rüzgarın doğasını düşünün bir an için. Sürekli esmesi, şiddetini artırıp, azlatması gerekir. Bu rüzgarın doğasıdır ve doğasına uygun hareket eder. Rüzgarın yönünü belirleyen ise basınçtır. Gökyüzünün ihtiyaç duyduğu bu basınç Pluto’dan gelecek diyebiliriz.  Zira iki büyük oyuncu; Pluto ve Saturn ileri hareketlerine başladılar. Sırasıyla yıl sonuna kadar diğer büyük oyuncular da sahnede yerlerini alarak, eteklerindeki taşları dökecekler.

Gizli bilgilerin açığa çıkması, sosyal media üzerinden kavgalar, politik açıdan ülkelerin birbirine meydan okumaları, aşı karşıtlığı, komplo teorileri derken, birikmiş olan konuların sayısı bile insanı yoruyor. Dünya gündeminin üstüne, bir de kişisel hayatlarımızda olup biten kendi gündemimiz var. Her konu başlığı hızlı bir şekilde açılıp, gelişecek ve gerekli değişimler hayatımızda yer bulmaya başlayacak. Bu kaçınılmaz.

Rüzgarın şiddeti, yönü, basınca bağlı olduğuna göre, Pluto’nun hayatımızdaki etkisini anlamamız önemli bir konu. Pluto ve Saturn 2020’de başlattıkları değişim döngüsünü bir sonraki seviyeye çıkarıyorlar yani vites değiştiriyorlar. Dünyasal olaylar bu yazının konusu olmadığı için oraya hiç girmeden devam edelim.

Geçtiğimiz son iki üç yılda  olanlara bakarsak; önce Uranus Boğa’ya girerek değer yargılarımızı ve maddeye bakışımızı sorgulattı bize.

Ardından Pluto ve Saturn, Jupiter ile birlikte uzun dönem hedeflerimizi, kurduğumuz hayatın geçerliliğini test etti. (Pandeminin bize dayattığı yeni yaşam şekli kalıcı olacak ve bu pek tartışmaya açık bir konu gibi de durmuyor.)

Bu yılın başında da Saturn ve Jupiter yeni ve farklı bakış açısıyla ileriye/yeniye yol almamız için  düğmeye bastılar.

Hadi bir düşünün bakalım şimdi; 2018’de başlayan bu yolculuk sizi bugün nereye taşıdı. Hayatınızın bu son dönemini değerlendirin ve kendinize bir not verin. Geçer miydiniz, kalır mıydınız?

Yeterince özgürleşebildik mi?,

Kendi sesimizi bulabildik mi?

Başladığımız noktadan ne kadar ileri gidebildik? 

Tüm bunlar hepimizin ayrı ayrı cevaplaması gereken sorular. Şunu her zaman akılda tutmakta fayda var; Saturn zamanın efendisi ve baş öğretmen. Bu yüzden Saturn’e cevap vermek kolay değildir. Deneyimleri zorludur. Ancak verdiği ödül uzun solukludur, kalıcıdır ve muazzam bir gururu da içinde barındırır.

Pluto ise hayatımızda bir yere dokunduysa mutlaka verecek cevabımız olmalıdır. Bizden kendimizi aşmamızı ister. Bu durumda bu iki oyuncunun talebi oldukça açık sanırım; “zor gelse de yeni düzene geçmek zorunluluğu”. Yoğun baskıyı ve bunalmışlık duygusunu hayatımızın hangi alanında yaşıyorsak o alanda bir yeniliğe ihtiyacımız var demektir.

“Hayatımda hiç bir şey değişmedi, hala eskisi gibi” diyenler bile dışsal koşulların maddi ve dolayısıyla manevi baskısını hissediyordur eminim. Hayatı eski şartlarıyla devam ettirmeye çalışanlarımız için bile şu günlerde yaratıcılığa ihtiyaç var sanırım.

Pluto ve Saturn ileri hareketleriyle baskıladıkları enerjiyi salacaklar ve olayları hızlandıracaklar. Olaylar ne zaman ve ne şekilde açığa çıkacak diye soranlara, dolunayı bekleyin diyebilirim.

Peki dolunayda ne olacak derseniz; işte o, içinde bulunduğumuz bir haftalık süreçteki tutum ve davranışlarımıza bağlı. Gerginlik ve tansiyonun yoğunlaşacağı bir haftaya girdiğimizi düşünürsek, yolumuza döşeyeceğimiz taşları doğru seçsek iyi olur.

Şu anda Venus bu gerginlikten biraz uzak,Yay burcunda ilerliyor ve umut ışığını elinde tutuyor. Yay macera, bilgi, deneyim, bilgelik, ateş, … Venus zevk, şehvet, keyif, huzur.. Madem gökyüzünde oyun kurucular kendi aralarında kavgaya tutuşuyorlar, bu kavgayı seyretmek, alkış tutmak veya endişelenmek yerine, Venus’ten ilham alarak kendimizi biraz rahatlatabiliriz.

Atmosferdeki gerginliğin tek çıkış yolu Venus’un Yay burcundaki yolculuğu diyebilirim. Yay ve İkizler kutupsallığı,  bir aksın iki ucunu oluştururlar.  İkizler’e kısaca bilgi dersek, Yay burcuna bilgelik diyebiliriz. Bilgi olmadan bilgelik olmaz. Bu iki burç muazzam bir işbirliği ile hareket ederler. Bu sebeple Venus’un hayatımıza katabileceği her türlü deneyimden bir anlam çıkarmamız mümkün. Yay’ın yani ateşin ışığında stresi bertaraf edebiliriz. Baskıyı azaltabiliriz. Seçim her zaman olduğu gibi yine bize ait. Hayat bize zorlu deneyimler kartını verdi belli ki, sızlanmak, korkup sinmek yerine bu deneyimden öğrenmeyi seçebiliriz.

Dolunayda görüşmek üzere..

Yorum Ekle