DOLUNAYDA CESARET
Ağustos ayı yoğun enerjilerle dolu bir ay. Bu ayın hem başında hem de sonunda yeni ay oluşuyor. Tekrarlanan tanrının parmağı açı kalıbı da dikkat çekiyor gökyüzünde. Daha ilginci ise dolunayın bu açı kalıbıyla birlikte oluşması. Gerçekten işaret edilen bir konu var galiba. Şimdi yıldızların mesajını anlamaya çalışalım isterseniz.
Bir önceki yeniay yazımda da bu açı kalıbından bahsetmiştim http://didemcan.com/kader-ve-iliskiler/ Tanrının parmağı her gezegenle olabilir ancak Güneş işaret edilen noktada yer aldığında, konu biraz daha önemli hale geliyor. Üstelik Güneş, Venüs kadar kişisel bir gezegenle birlikteyse düşünmemiz gereken pek çok konu olabilir.
Gökyüzünün bu şekline “kaderin eli” de diyebiliriz. Tanrı’nın kelimelerinin bittiği ve kaderin yeniden yazılacağı bir dönemi ifade eder. İşaret edilen şey Güneş ve Venus’tür artık. Yani başkalarıyla kurduğumuz bağ işaret edilir. Birlikteliklerimiz gerçek kimliğimizi gösteriyor mu? Konu bu. Kurduğumuz bağlar ne kadar sağlam?, kumdan kaleler mi yaptık bunca yıldır, yoksa zamana direnebilir mi içinde yaşadığımız yapılar?
Bu ay 3 kez oluşuyor “kaderin eli”. Sonuncusu bu ayın sonunda Merkür ile gerçekleşecek. Ancak ondan önce dolunay bu açı kalıbının tam ortasında bizi bir hayli zorlayacak. Çünkü Güneş’i işaret eden gezegenler bizi seçim yapmaya zorluyorlar. Biri zamanın efendisi Saturn diğeri ise hayal dünyasını yöneten Neptün. Bu denklemin ucundaki her bir gezegen kendi krallıklarındalar, yani çok güçlüler. Başka bir deyişle bu kesinlikle karmik bir konu ve geçmişin hesabının verilmesi gereken bir dönem. Geçmişten getirdiğimiz karmik ilişkilere dair karar alınması, borç ödenmesi, bir dönemin kapanması söz konusu.
Tanrının parmağı açı kalıbı bir seçim yapılmasını ister. Aldığımız her karar, her seçimimiz alternatif olanı eler, devre dışı bırakır. Burada hayati bir karar alıyoruz. Sonuçta bir kimliğimizden, bizi bütünleyen bir ilişkiden vazgeçiyoruz. Tekrar vurgulamak istiyorum; burada bahsettiğimiz konu tek başına bir aşk ilişkisi değil. Proje, ortaklık, yakın arkadaşlık yani sosyalleştiğimiz kişiler… (Altını bir kez daha çizmek istedim). Elbette bazılarımız için konu aşk.
Saturn’un hemen ardından hatta eş zamanlı Pluto da bu açı kalıbını tetikliyor şimdi. Dolunay tam bu savaşın ortasında gerçekleşecek. Her ne kadar Neptün’ün etkisi azalsa da, yine de bu enerji gökyüzüne hakim. Sonuçta göklerden gerçek kimliğimizi bulmamız için bir çağrı var, duymak isteyene elbette.. Dolunay Aslan/Kova aksında gerçekleşiyor. Venus’ün Güneş ile tam kavuşumunu düşündüğümüzde ilişkilerde gerginlikten bahsetmek yanlış olmaz. Pamuk ipliğine bağlı, yürekten kurulmamış bir yapının bu titreşimlere dayanmasını beklemek yanılgı olur. Eğer konumuz aşksa; o zaman herkes bir ilişki içinde olmadığına göre, ilişki özlemi bu dolunayda artabilir. Şiddetli bir bağlanma ihtiyacı kendini hissettirebilir. Unutmamak gerekir ki; dolunay’ın kendisi duygusal krizleri sembolize eder. Ay’ın ışığı yoktur Güneş’in ışığını yansıtır. Bu durumda Ay’ın yansıttğı Güneş ve Venus’un kavuşum enerjisidir. Hatta Güneş’in ışınlarının Venus’u görünmez yaptığını da belirtmek isterim. Bu da bir başka yazı konusu olsun :)
Peki dolunay ile birlikte neler olup bitiyor yukarda, sahnedeki diğer oyuncuların rolü nedir bu karmik tiyatroda.
Merkür’ün Jupiter ve Uranus ile eş zamanlı yaptığı etkileşimler, inançlarımız ve değer yargılarımızı gözden geçirmemiz gerektiğine işaret ediyor. İçinden geçtiğimiz şu dönemde, gerek yaşadıklarımız, gerekse şahit olduklarımız ufkumuzu değiştirmiş olmalı. Uranus çıtayı yukarıya taşımamızı talep eder, Jupiter de daha geniş perspektiften bakmamızı ister. Her iki gezegen de bizi olayların tüm boyutlarını görmeye, fırsatları değerlendirebilmeye çağırıyor. Zihni esnetip, kalıplarımızı kırmaya çağırıyor. Hiç denenmemiş olanı denemeye, yeni maceralara çağırıyor. Ruhumuz bunu duyabiliyor ve seziyor aslında, bizi hapseden modası geçmiş kalıplar ve alışkanlıklarımız sadece.
Jupiter bir daha 12 yıl sonra yönettiği Yay burcuna geri gelecek. Şu an tüm bu oluşumun içinde en güçlü haliyle bizi yeniliğe çağırıyor. İlginç olan şu ki; Jupiter ileri hareketine geçerken, Uranus de geri gitmeye başlıyor. Sizce bunların hepsi tesadüf olabilir mi? Yay’ın oku tüm yaz boyunca gerilmişti şimdi uçmaya hazır. Bizi ateşleyecek olan Mars ise Aslan’ın son derecesinde. Jupiter’in istediği hedefi bize Mars gösteriyor! Nasıl mı?
29 derece Aslan, Regulus kraliyet yıldızının yaklaşık olarak bulunduğu yer. Bu kraliyet yıldızını “Aslan’ın kalbi” olarak düşünebiliriz. Dolunay esnasında Mars ile birlikte Galaktik merkez’e uyumlu titreşim gönderiyorlar. Galaktik merkez bizim güneş sistemimizden uzaya açılan eşiktir. Belki de artık farklı ufuklara açılma zamanı gelmiştir. Belki kendi küçük güvenli dünyamızdan biraz uzaklaşmamız gerekiyordur. Her gün aynı yoldan işe gitmek yerine farklı bir güzargahı denemek bile bazılarımız için bir macera olabilir. Kendi güvenli alanından çıkmak demektir. Alışveriş yaptığımız ya da yemek yediğimiz yeri değiştirmek gibi küçük şeylerden bahsediyoruz aslında. Yan masada oturan yaşlı bir amcaya “merhaba” demek hangi kapıları açacak kim bilir. Kendi evreninden çıkmak demek, hayatımızı ters yüz etmek demek değildir. Yeniye fırsat tanımak demektir.
Kısacası yapacağımız seçimler; yeni maceralara yönelik olmalı. Hangi inancımızla veya hangi bilgiyle geleceğe yürüyeceğiz? Bizi geçmişte tutan korkularımız nelerdir? Gerçekten kalbimizle entegre olmuş şekilde mi yaşıyoruz yoksa toplum baskısı mı yaşamımızı şekillendiren?
İşte Tanrı’nın parmağı bu konulara işaret ediyor. Seçim yap diyor bize bu dolunayda. Bana göre seçimi bize bıraksa da, net şekilde kendini gösteren bir adres var ortada. Yenilik, yaratıcılık, ruha uygun bir hayat, deneyimle gelen olgunluk!
Jupiter’in oku Mars ile birleştiğinde kendi evreninden çıkıp farklı bir evrene geçiş yapabilirsin. Aslanın kalbi cesaret göstermeni istiyor. Gökyüzü cesaret diye bağırıyor, duyuyor musun?