Yükleniyor...

GÖKYÜZÜ ÇIĞLIK ATIYOR, DUYUYOR MUSUNUZ?

9 Ocak 2018

GÖKYÜZÜ ÇIĞLIK ATIYOR, DUYUYOR MUSUNUZ?

Bu yıl dolunay enerjisiyle birlikte hareketli başladı. Gökyüzünde hiçbir gezegen geri gitmiyor! Evren bizi hızlanmaya, atağa geçmeye çağırıyor. Tüm gezegenlerin aynı anda düz harekette olması çok da sık olan bir durum değildir. Bu çağrıya gerçekten kulak vermek gerekir.

Tek tek inceleyelim isterseniz gökyüzü konumunu.


Bir tarafta Güneş, Pluto ve Venüs tam derecesiyle kavuşum yaparak bizi yaratıcılığa, kendimizi fark etmeye, ilişkiye giriş biçimimizi değiştirmeye, değer duygumuzu test etmeye çağırıyor. Kısacası bir proje olarak kendimizi ele almamızı istiyor. Oğlak burcu hedefle, gidilmesi gereken yön ile, kurallarla, toplum kanunlarıyla ilgilidir. Koyduğumuz hedef için sabırla ve özveriyle çalışmamızı ister. Bu durumda Güneş ve Venüs hedef olarak bizi kendimizi bulmaya davet ediyor. Hatta kendimizi gerçekleştirmeye davet ediyor dersek yanılmış olmayız. Zaten Uranüs’ün Koç burcundaki son seyri de bu temayı tetikliyordu hatırlarsanız ( http://didemcan.com/yeni-bir-donem-basliyor-hazir-misini ). Güneş ve Venüs’ün Pluto ile tam kavuşumu; kendimizi bulmaya olan heyecanımızı, tutkumuzu ateşliyor.

Çoğumuzda bir sıkkınlık duygusu, yeniye açlık, değişim ihtiyacı hissedilir derecede artmış olabilir. “Kendimden çok sıkıldım” cümlelerini çok sık duymaya başladım son zamanlarda. Hatta “aynı tiyatroya devam” gibi konuşmalar yapıyoruz arkadaşlarla ara sıra. Gökyüzü çığlık atıyor bu hafta. Nasıl mı çığlık atıyor? Tüm gezegenler ileri gidiyor yani  gemi kalkıyor bir adrese doğru.

İlerleme zamanı şimdi.

Daha önceki yazılarımda özellikle vurguladım hep, gökyüzünde her bir gezegenin ve her bir döngünün bir anlamı var ve bunları bir bütün olarak algılamamız önemli. Yukarıdan bize bir amaca doğru hazırlanmamız için uyarı mesajları geliyor. Anlamak isteyene elbette. Bu yıl 2019 ve 2020 Oğlak dizilimi için hazırlık dönemi.

Bu üç gezegenin sorusu şu; Yeni kimliğinle ne yapacaksın?  “Değişim için yanıp tutuşuyorsun, yeni bir şeyler istiyorsun anladım. Ama bu yeni “sen” ile ne yapacaksın?”

Oğlak burcu serüveni için kurallar, disiplin, sabır çok önemlidir. Yeni kimlik, yeni statü, aldığın terfii, yeni ülke, yeni şehir, yeni iş, yeni sevgili… hedefin her neyse bunun için yola çıkmaya hazır mısın?  Çünkü yukarda hareket enerjisi hakim. Bu gemi öyle de böyle de kalkıyor. Sen ister hazır ol, ister olma. Elinde bilet hangi gemiye bineceğini soran şaşkın yolcu misali düşünebiliriz kendimizi.

Diğer yandan gökyüzünde  bu gezegenleri tetikleyen Jupiter Mars ikilisi de var sahnede. Yani sorunun cevabı bu ikilide. Mars kendi yönettiği burçta oldukça kuvvetli. Jupiter de bu ateşli gezegene birçok alternatif sunuyor şu anda. Jupiter Mars’a; “hangi kapıdan geçmek istiyorsan ben sana açayım kapıları. Sen seç seç al” diyor anlayacağınız. Hatta Mars’ın bu ateşli haline de biraz destek oluyor. Yangına körükle gitmek gibi. Mars telaşlı gezegen olarak bir an önce fırsatları değerlendirmek istiyor. “Hemen şimdi” diyor Jupiter’e. Bu ikili birlikte kimliğimizi oluşturmada en önemli rehber oluyorlar aslında farkında olmadan.

Bu ikilinin mesajı şu; En derindeki arzularını gerçekleştir, adres  en temel ihtiyaçlarında gizli. Onlara kulak vermeden oluşturacağın yeni “sen” doğru bir yapı olmayabilir.

Peki bu telaş içinde bunu nasıl anlayacağız? Elbette Neptün’ün sözünü ettiğimiz bu kombinasyona etkisi bizim hassasiyetimizi, kuruntumuzu, belirsizlik duygumuzu arttıracak. Neptün şu anda bu temalara  biraz bulanıklık katıyor. Kimilerimizin hayalleri daha ulaşılmaz, kimilerimiz ise  denemiş yanılmış ve denememeye yemin etmiş olabilir. Aldatılmak ve aldatmak  nedeniyle acı çekmiş olabiliriz. Bedenimiz bunları hatırlar ve korkar elbette.

Sadece Neptün enerjisi değil bu belirsizliği yaratan gökyüzünde. Kasım ayının başından beri Yay burcunda olan Merkür de Neptün’e yardımcı oluyor. Merkür Yay burcunda çok sağlıklı çalışmıyor.  Misafirlikte rahat edemeyen insan misali biraz diken üstündedir hep bu burçtayken. İşte böyle düşünün Merkür’ü aylardır. Hatta Aralık ayında 3 hafta kadar gerilemişti hatırlarsanız. İşin sırrı tam da burada işte. Merkür Yay’dan çıkıp Oğlak burcuna girdiğinde ( 11 Ocak 2018 ) artık bu belirsizlik hali kısmen de olsa gidecek diyebiliriz.

Şu anda Merkür yine galaktik merkezde ilerliyor. Yeni ufuklara bizi çoktan hazırlamış olmalı bu zaman zarfında. Başka bir deyişle biz bu gerileme döneminde üzerimize düşen görevi yaparak, düşünmüş olmalıyız neyi istediğimizi.  Şimdi artık Oğlak burcundaki yeni “Ben” temasında nereye doğru yelken açacağımız, yani hangi gemiye bineceğimiz daha net olacak. Çünkü Merkür gerilemesinden sonra  bilinç altından bilince doğru yükselen her türlü tema artık bize rehberlik ediyor olacak.

Panik yok, gideceğimiz yol önümüzde az çok belirir zaten.

Peki bitti mi bu kadar mı derseniz, hayır bitmedi.  Elbette Merkür’ün ilk durağı Saturn’e olacak. Galaktik merkez yazımda (http://didemcan.com/merkur-gerilemesi-galaktik-merkez/)  Saturn ve Merkür etkileşiminden bahsetmiştim. Saturn yapılandırma fonksiyonumuz ve  daraltan kısıtlayan bir enerji. Merkür Saturn ile buluştuğunda emin olamama durumu yeniden sahneye çıkabilir. Neptün de arka plandayken kararsızlık hakim olabilir. Ancak ana tema şu; biz bu kararsızlık ve korkuyla hareket ettiğimizde daha doğrusu hareket edemediğimizde, neyi kaçırıyoruz acaba? Bu korku ve endişeyle elimizdeki jokeri kullanmazsak bu eli kazanma şansımızı da kaybederiz. Endişe ve korkuyla beklerken vakit geçer, hayat akar. Biz karar vermeye hazır olduğumuzda ise; o kazak başkasına satılmış, o işi çoktan rakibimiz almış, istediğimiz ilişkinin tadı kaçmış sevdiğimiz kişi başkasını seçmiş olabilir. Hiçbir şey yapmadan mevcut durumu koruyarak bu güvenli limanda kalırsak, daha büyük kazanımların olacağı bir yolculuğu kaçırmış olur muyuz ne dersiniz?

Yorum Ekle