KARMANIN EFENDİSİ; İNANÇ VE CESARET
Bugün çok eski bir dostumla sohbet ederken “daha ne kadar zorlanacağız, yeter” gibi bir cümle geçti konuşmanın arasında. Bugün bu cümleden ilham alarak bir şeyler karalamak istedim.
Bu hafta Salı (16 Ocak 2018 ) Oğlak burcunda bir Yeni Ay gerçekleşti biliyorsunuz. Çok ilginçtir ki bunu söyleyen arkadaşım da Oğlak!
Oğlak burcu otorite, taahhüt, toplum kuralları, kendini bir amaca adamakla ilgilidir. Çok sıkı çalışma ve disiplin ister. Seçtiğimiz yol, koyduğumuz hedefle ilgilidir. Üzerimize düşen sorumlulukları almalıyız ki yolun sonunda kendimizi gerçekleştirebilelim.
Oğlak Yeni Ay’ın teması; yolculuk için o en zor olan ilk adımı atmaktı. Bir önceki yazımda tüm gezegenlerin düz harekette olduğundan bahsetmiştim ( http://didemcan.com/gokyuzu-ciglik-atiyor-duyuyor-musunuz/ ). Gökyüzü hala bizi desteklemek için uygun enerjilerle titreşiyor. Yeni Ay yeni tohum atmak demektir. Bu tohum, doğum haritamıza bağlı olarak, her birimizin hayatında farklı alanlarda atılır. Kimimiz para, kimimiz aşk, kimimiz kariyer alanında yeni gelişmeler kaydederiz Yeni ay enerjileriyle. Ancak bu seneki Oğlak Yeni Ay’ı 2017 senesinin bilançosu ve 2019 senesinin kaosunun arasındaki köprü gibi bana göre. Yani hazırlık yılı olan 2018’in ilk Yeni Ay’ı. Bunu biraz açalım isterseniz.
2017 senesinde Merkür 3 ay zararda olduğu Yay burcunda geriledi, Venus zararda olduğu Akrep burcunda geriledi, Mars zararda olduğu Terazi burcundaydı, Jupiter pek de mutlu olmadığı bir burçtaydı. 2011 yılından beri Pluto Uranus karesi üzerimizdeki baskıyı arttırdı ve hepimiz değişime zorlandık. Başka bir deyişle 2017 senesi pek de hoş bir yıl değildi. Ne kendimizden emindik ne de geleceğimizden. Geçtiğimiz seneyi doğum sancılarının şiddetlendiği yıl diye de tabir edebiliriz.
2019 yılı ise artık birçok gezegenin Oğlak burcunda hizalanmaya başlayacağı bir sene. Suyun yavaş yavaş kaynama noktasına gelmesi gibi. Kaotik bir dönemin başlangıcı. Bu sebeple 2018 yılı çok önemli. Mars akrepte kendi evinde, Saturn kendi evinde, Jupiter yıl sonunda kendi evinde olacak, Neptün kendi evinde, Merkür bu kadar mutsuz olmayacak. Yani gökyüzü gerçekten emrimize amade!! Elbette ne istediğimizi biliyorsak.
Bu sebeple yılın ilk Yeni Ay’ında kendi sorumluluğumuzu almak ve hayattaki yerimizi bulmak çok önemli. Birkaç kez Galaktik merkez ve Merkür gerilemesinden bahsetmiştim http://didemcan.com/yeni-bir-donem-basliyor-hazir-misiniz/ ). Şimdi Merkür Saturn ile birleşip bize kendi sorumluluğumuzun ne olduğunu anlamamıza bir kapı açmış olmalı. Hayatı ve yolumuzu daha ciddiye alma zamanıdır şimdi. Yeni Ay esnasında Jupiter ve Mars Akrep burcundan gerçek isteklerimize tutkuyla sahip çıkıp, peşinden gidebilme enerjisini yayıyor. Yani evren kalk ve harekete geç komutunu veriyor.
Bu Yeni Ay’ın bir başka ayrıcalığı ise Ay tutulmasına önderlik etmesi. Seneye çok hızlı bir başlangıç yapıyoruz. Oğlak dizilimi hedeflerimizden ve bu uğurda kendimizi adayacağımızdan emin olmamızı istiyor. Eğer yürüdüğümüz yol bizi gitmemiz gereken hedefe götürmüyorsa çanlar çalmaya başlar, sistem hata verir. Yani taşıdığımız yük ağır gelir. Gereksiz sorumluluklarla yaşarsak somurturuz, şikayet ederiz, yakınırız. Ayaklarımız geri geri gider. Her gün işkence gibi gelir. Satrun’ün kuru ve soğuk enerjisini iliklerimizde hissederiz. Bizi yaşamdan soğutur, kısıtlar. Dar gelen gömleğin içinde nefes alamamak gibi..
Unutmayın bu hafta gökyüzünde 10 gök cisminden 6’sı Oğlak burcundaydı. Yani mesaj oldukça açık; “bireyliğimizin sorumluluğu için yeni başlangıç zamanı” “Kalk ve harekete geç”
Neptun ve Mars/Jupiter kavuşumu Oğlak burcundaki bu dizilimi destekler nitelikte enerji gönderiyorlar. Ben buna “Cesaretin inançla birleşmesi” diyorum. İnancın kuvvetliyse ve yeteri kadar cesaretin varsa “başarabilirsin, neden olmasın”. Böylesi bir enerjiyi kaçırmak istemezsiniz.
Bugün arkadaşıma da söylediğim gibi “daha sınavımız bitmedi”. Asıl test Mars ve Jupiter’in de Oğlak burcuna girişiyle başlayacak. Şimdi kuvvetlenme zamanı. Neden diye sorarsanız basitçe kıssadan hisse diyelim;
Saturn yani Kranos mitolojide kendi babasını öldürerek tahtına geçen kral Tanrıdır. Tıpkı kendi babasına yaptığı gibi, tahtı çocukları tarafından elinden alınır korkusuyla doğan her çocuğunu yutmuş bir mitolojik karekterdir. Oğullarından Zeus ona bir tuzak kurup yuttuğu tüm kardeşlerini kusmasını sağlamış ve böylece yeni bir savaşın başlamasına neden olmuştur. Sonunda Kranos’un ( Satrun ) karanlık ve kasvetli bir yer olan Tartarus’a yollanmasıyla Zeus’un krallığı başlar.
Bu yüzden Saturn gezegenine “karmanın efendisi” de denir. Halk deyişiyle “Ne ekersen onu biçersin” de diyebiliriz. 2018 karma zamanı. 2011 yılından beri başlayan yeniden yapılanma, bireyliğimizi bulma, baskıya isyan etme, yeni bir düzen kurma temalarını barındıran 7 yıllık döneminin nasıl geçirildiği önem kazanacak. Şimdi aldığımız kararların sonuçlarıyla yüzleşme zamanı.
Geç değil. Bu yeni ay enerjisini kullanıp, gezegenlerin rehberliğine inançla ve cesaretle izin verirsek bu köprüyü geçeriz belki, kim bilir.