KENDİ CENNETİNİ YARATMAK
Boğa burcunda Yeni Ay’a yaklaşıyoruz. Doğa, Boğa döneminde canlanır, uyanır. Yemyeşil kırlar, çiçekler hem kokusuyla, hem renkleriyle canlandırır bizi. Boğa burcu bu sebeple beş duyu ile ilişkilendirilen bir burçtur. Keyif ve haz burcudur. Boğa döneminde tabiat tablo gibidir. Bu güzelliği izlerken ister istemez “cennet gibi” deriz, cenneti andıran bir huzur duygusu hakim olur benliğimize.
Doğadan bahsedip, bereketten bahsetmemek olmaz elbette. Böyle bir tablonun içinde şükran duymamak, bir an bile olsa huzuru ve sessizliği hissetmemek imkansızdır. Umarım Yeni Ay’ın resmini tasvir edebilmişimdir. Bir anlık huzur duygusu, yani cennetin ta kendisi!
Peki bu Yeni Ay’a hazırlık aşamasında gökyüzünün verdiği mesaj nedir ona göz atalım isterseniz.
Karanlık Ay fazında ana tema, her zaman bırakmak ve helalleşmekle ilgilidir. İşlevsel olmayan her şey hayatımızdan çıkmalıdır ki, yeniye yer açılsın. Yeni Ay öncesi Koç burcu teması bize bu alanda ışık tutacak diyebiliriz. Bir yaşam boyu süren kimlik bulma gayretimiz bu dönemde ön plana çıkabilir. Senenin başından beri hatta geçen yaz aylarından bu yana yaşananların amacı, kimliğimize uygun bir yaşam amacı bulabilmek ve doğamıza uygun bir kariyer hedefi saptamaktı. Yanlış konmuş hedef için uğraşmak, sevdiklerimizi/kendimizi ihmal etmekten kaynaklı sorunlar veya işteki problemlerin acısını yakınlarımızdan çıkartmak, hayatı cehenneme döndüren en önemli etkenlerdir bana göre.
Karanlık Ay fazında, Kayron, Ay ve Merkür üçlüsünün bize anlatmaya çalıştığı konu; geçmişimizden bugüne getirdiğimiz acı veren anılar ve kendimizi cesaretle ortaya koymamıza engel olan faktörler. Belki yeteri kadar sevilmediğimiz duygusuyla büyüdük, belki ilgi talep ederken sertlikle karşılaştık. Geçmiş acılar kişiden kişiye göre değişir elbette. Ana fikir, hayat boyu geçmişin acısıyla yaşanamayacağıdır. Bir noktada bunları kabullenip içimizde barışı sağlayabilmemiz gerekir. Aksi halde kendimizi sağlıklı ifade edemeyiz. İçimizde yaşattığımız ucubenin dışardan görünmemesi için çabalar dururuz. Bu durum da bizi kendimizden uzaklaştırır.
Geçmişteki sorunlar her neyse şimdi parçalar yavaş yavaş yerine oturmaya başladı. Sis perdesi kalktı. Hatta çözüm de zihnimizde belirdi. Bizi bireyliğimizi ortaya koyma konusunda engelleyen şeylerin adını koyabilir duruma geldik. Özgürce isteklerimizin peşinden gitmekteki engelleri saptayabiliriz artık. Bu noktada gerçekten kim olmak istediğimiz ve ne istediğimiz ile ilgili netsek, Yeni Ay için neyi geride bırakmamız gerektiğini de biliyoruz demektir. Yani Boğa Yeni Ay’ına hazırız demektir.
Peki bu karanlık ay fazı sadece Koç enerjisiyle mi oluyor? Hayır! Ay, Boğa burcuna girdiği anda Uranus ile birleşerek karanlık ay fazının enerjisini değiştiriyor ve Boğa enerjisini daha hakim kılıyor gökyüzüne. Yani sakinlik, dinginlik, huzur arayışı. Hayattan biraz keyif alabilmek arzusu. Bir telaş bu huzurun peşine düşme çabası yoğunlaşıyor Mars’ın enerjisiyle. Uzun soluklu, stresten uzak bir yaşam ihtimalini sorgulamaya başlıyoruz beynimizin içinde.. Yani kendi cennetimizi yaratma fikri tohumlanıyor bu hafta.. Bunun için bu Yeni Ay’ın soruları beynimizde dönmeye başlamıştır mutlaka.
“Neye ihtiyacım var?”
“Sahip olduklarım, bana yeter mi?”
“Kendimi nasıl güvence altına alabilirim?”
“Elimdekilerin hangisini tutmalıyım, hangisini bırakmalıyım?”
Şu anda gökyüzünde geri giden gezegenlerin enerjileri bu soruların yanıtını vermemizi sağlayabilir. Deneyimlerimizden öğrendiğimiz zaman inanç sistemimiz dahil, her şeyi sorgulayıp yeni bir yaklaşımla hayata devam edebiliriz.
Hangi alanda sadeleşmemiz gerekiyor?
Neyi hayatımızda tutmak için çabalıyoruz?
Farkında olmadan maddeye mi hizmet ediyoruz dersiniz? (ev, araba, kıyafet, çanta…) Sahip olduklarımız kimliğimiz haline geldiyse, aradığımız huzuru yakalamamız zor elbette.
Boğa, hayatın güzelliklerini yaşayarak şükran duymak ister. Onun için şık bir restoranda iyi bir şarap ve hoş bir müzik eşliğinde yavaş yavaş, keyifle yenen yemek kıymetlidir. Ya da sessiz sakin bir doğada, çayırların üzerine uzanıp etrafı seyretmek her şeye bedeldir Boğa için. Hayat aceleye gelmez, gelmemelidir. Bu durumda 10 dakikada hazırlanmış pizzanın bir Boğa için hükmü yoktur! İstisnasız her birimizin içinde bir yerlerde Boğa enerjisi var. Yani hepimiz, hayatımızın bir yerinde durup şükretmeye ve sadece yaşadığımız için keyif almaya ihtiyaç duyuyoruz aslında. Bu duyguyu bir başkası bize veremez, bizim huzurun hayatımıza girmesine izin vermemiz gerekir, hepsi bu.
Hızlı akan hayat temposunda, yoğun ajandayla ezbere yaşam sürüyorsak, kendi cennetimizden oldukça uzak kalmışız demektir.