KIRMIZININ SICAĞINDA
Yarın Ay tutulmasıyla birlikte oldukça sert bir gökyüzü konumu meydana geliyor. Ay dünyadan en uzak mesafesinde ve bu sebeple oldukça uzun bir tutulma olacak. Güneş doğarken ve batarken ufuk nasıl kızıl bir renk alıyorsa, Kova burcundaki Ay da, Dünya’nın tam gölgesine gireceği için kızıl bir görünüm alacak. Bu sebeple bu dolunaya “Kanlı Ay” da deniyor.
Güneş’in gün batımında ufku kızıla boyayarak yerini Ay’a bırakması ve Ay’ın da Mars ile işbirliği halindeyken gökyüzünü kızıla boyayarak yükselmeleri izlemeye değer bir görüntü elbette. 1 saat 43 dk. sürecek olan Ay tutulmasının ana teması ilk bakışta mecazi olarak “yangın yeri” gibi görünüyor. Metoforik olarak söz konusu yangın hayatımızın hangi alanında ve nasıl gerçekleşecek acaba?
Uranus bu tutulmaya gökyüzündeki pozisyonu gereği fazla enerji yükleyecek. Zaten geçmiş konuları çözmek, eski defterleri karıştırmak ve hesaplaşmak zordur. Bir de belirsizliğin ve güvensizliğin olumsuz duygularıyla baş etmeye çalışmak bu tutulmanın etkilerinden biri.
Ay tutulması, Yengeç burcundaki Güneş tutulmasının duygusal krizlerini gün yüzüne taşıyacak. Başka bir deyişle; İlişkiler, ev/iş dengesi; hayatta kendimizin dışında kimlerin sorumluluklarını aldığımız gibi temalar hakim olacak. Kendi ihtiyaçlarımızın ne kadar farkındayız. Bulunduğumuz gruplarda ne kadar özgüvenli ve gerçek kimliğimizle yer alıyoruz.. gibi konular artık daha sert tartışılır olacak.
Uranus’un Ay tutulmasıyla sert etkileşimi beklenmedik krizlerle birlikte yukarıda saydığımız temaları sorgulamamıza da neden olabilir. Güneş’in de eş zamanlı yaralı şifacı kayron’a ışık tutması hiç de tesadüf sayılmaz. Kayron da bu tutulmanın bir parçası. En sevmediğimiz ve görmezden geldiğimiz, bizi rahatsız eden tarafımız tetiklenecek.
Başka bir deyişle içinde bulunduğumuz toplumda, kendi değerimizi belirli kalıplara bağlamışsak başımız dertte demektir.
“Keşke marka bir kemerim ya da çantam olsaydı”, “Keşke 3 kilo fazlam olmasaydı o kıyafeti giyebilirdim”, “o pozisyona ben gelebilseydim” gibi bizde olmayana veya hayal ettiğimiz her şeye ışık tutulacak.
Uranus Boğa burcundayken değer sistemimizle ilgili olan her temayı gündeme getirir. Elbette tutulmayla birlikte bunu sarsıcı ve yıkıcı bir üslupla yapma potansiyeli yüksek. Bu dönemde senin yerine yan masada çalışan arkadaşının terfi etmesi acı verebilir, sen bir aşk bulamamışken ilişki ve evlilik haberleri canını yakabilir. Kısacası etrafında olup bitenler sana kendi yaralarını anımsatır ve üzer.
Venüs’ün başak burcundaki seyri ise bu temaya faydalı olur mu derseniz cevap kocaman bir “hayır”. Tam tersi karşısındaki Neptun yangına körükle gider. Daha fazlasını hak ediyoruz, bizim de son model arabamız olmalı, biz de o rüya tatile gitmeliyiz, bizim de anlayışlı ve sevgi dolu eşlerimiz olmalı der.
Venüs bile rolünü aldı bu tutulmada, başak burcundayken kendini düzeltmeye adar, kusurlarını görüp onarmaya çalışır. Sadece faydalı olana odaklanmaya meyillidir. Hatta bir ilişkinin içindeysek belki bu tutulma enerjisiyle, ilişkinin kusurlu yanlarını görüp kriz bile çıkarabiliriz. Bize batar sevgilinin her hatası. Sonuçta Uranus de işin içinde, belli olmaz nasıl aksiyon alacağımız bugünlerde. Venüs keyif aldığımız her şeyi simgeler ama şimdi keyfi bizden esirgiyor. Daha iyiyi ve daha fazlasını istiyorsan önce bu konuda biraz çalış ve gereğini yap diyor. Bunu sadece Başak burcunda olduğu için değil eş zamanlı Pluto ile iş birliği yaparak da vurguluyor.
İçinde yer aldığımız gruplardan bize fayda var mı derseniz, yine cevap kocaman bir “Hayır”. Artık ezberlediğiniz gibi Mars Ay düğümü ile Kova da geriliyor yani savaşacak gücü bile zor buluruz kendimizde. Tutulma aksı Kova/Aslan aksı zaten. Yani krizler içinde bulunduğumuz gruplarda başlayacak. Kendi hedeflerimiz, kendi umutlarımız için güvensiz ve yetersiz hissedebiliriz. Konuşması bile yoruyor değil mi, kaldı ki bu hafta bu duygularla yaşıyoruz hepimiz.
Merkür de Aslan da geri giderek bilinçaltı temalarına boğacak bizi. Yani hiçbir gezegenden fayda yok tutulma haftası bize.
Mesaj çok açık ve net
Önümüzdeki hayattan yani yarından korktuğumuz için geçmiş duygularımızın kapanında sıkışıp kalıyoruz. Bu korku girdabında sürükleniyoruz. Tutulma dönemi bize; bu duygu fırtınasıyla yani geçmişle yüzleştirerek, ““mış” gibi yaptığın sürece ileriye gidemeyeceksin” diyor.
Aslında evrenin amacı bizi krizlerle üzüp, ağlatmak değil. Sevdiklerimizi elimizden almak ya da iflas ettirmek değil. Sadece seçtiğimiz yolun bizi gitmemiz gereken yere taşımayacağını göstermek hepsi bu. Yani farkındalık zamanı. Yaşanan acılar ya da duygu yoğunluğu farkındalık için. Uyanmak için.
Uranus boğa burcunda. Boğa maddiyatla ilgilidir. Uranus ise gelecekle, büyük fikirlerle ilgilidir. Şu anda sahip olduğun maddiyat seni yarınki istediğin zenginliğe götürmeyecek. Eğer biz gönüllü olmazsak Uranus, sahip olduklarımızı elimizden yıkarak alacak. Yerine yenisini daha uygun koşullarda yeniden inşaa etmek ise bizim bu dönemdeki görevimiz.
Saturn ve Pluto şimdi Ay tarafından tetiklendi. Uzun soluklu hedefler koymalıyız kendimize. Saturn ve Pluto Oğlak burcunda. Zor seçimler, zor kararlar ve zorlu bir süreç bizi bekliyor.
Tıpkı lav nehrinin soğuk suyla buluştuğunda volkanik kırmızı kayalara dönüşmesi gibi, her trajik olayın ardından yeni bir hayat yükselir. Anlamamız gereken bu sürece gönüllü olmaktan başka çaremiz yoktur. Volkan bir kez patladığında lavların önünde hiçbir kuvvet duramaz. O lav nehri ya da alevler önüne çıkanı yakarak, dönüştürerek, arıtarak yoluna devam eder.
Hayatımızdaki yangın yerine odaklanma ve şifalandırma vaktidir şimdi.