Yükleniyor...

Rüzgar sana karşı olduğunda, bir uçurtma gibi, inancın kökünü köklerine al. En yüksekten uçacaksın (Vikram Verma)

24 Ağustos 2018

Rüzgar sana karşı olduğunda, bir uçurtma gibi, inancın kökünü köklerine al. En yüksekten uçacaksın (Vikram Verma)

Ağustos ayını önemli bir dolunay ile tamamlıyoruz bu hafta.  Bu yaz dönemini gezegen gerilemeleri ve tutulmalar ile geçirdik. Bu hafta sonu Balık burcundaki Dolunay ise hem Güneş tutulmasının enerjisini barındırıyor hem de Mars’ın ileri hareketi için durduğu bir dönemde gerçekleşiyor.

Sadece bu da değil.

Merkür de Aslan burcundaki geri hareketini tamamlayarak kalben gerçek mutlulukla ilgili farkındalığı bilincimize çıkarmaya yardımcı oluyor. Gerçek mutluluk hissi, bizi neyin mutlu edeceğini bilmekte yatıyor. Bugünlerde bunu pek düşünmeden hayatımızı otomatik pilotta yaşıyoruz. Umuyorum Merkür’ün Aslan burcundaki gerilemesi, kalben gerçek mutluluğunun nasıl yakalanabileceğine dair bir ipucu olmuştur.

Güneş’in Başak burcuna geçmesiyle birlikte gökyüzünde Uranus ve Saturn ile birlikte toprak elementinde uyumlu bir enerji akışı var. Toprak elementi uygulanabilirlik, sağlamlık ve verimlilikle ilgilidir. Hedefe kilitlenip başarmak ister. Bu enerji akışı gökyüzünde vurgulanmışken, Merkür’ün heves ve gerçek mutlulukla ilgili çabalarına ne kadar odaklanabiliriz dersiniz?

Bu dönemde Merkür’ün tüm çabası, hedefimizin kalben bizi mutlu edecek olan gerçekçi hedefler olması. Gerçekçi derken toplumun bize dayattığı ya da sahte statü içeren hedeflerden değil, özümüzü, bireyliğimizi yansıtan hedeflerden bahsediyoruz.

Örneğin; istemediğimiz işin veya ilişkinin içinde yer almak ve nasıl çıkacağımızı bilememek ya da doygunluğa ulaşmış ve kendini tekrar eden bir hayatın içinde yeniliğe ihtiyaç duymak gibi. Bu gibi durumlarda ızdırap içinde yaşamaktansa, ne istediğine karar verip isteğine uygun davranmak gerekir.

İşte bu hafta gökyüzünün enerjisi tam da buna uygun titreşiyor.

Merkür ne istediğimize ışık tuttu gerileme döneminde. Şimdi ileriye giderek kalbimizin isteklerini farkındalığımıza taşıyor. Güneş de Uranus ve Saturn’u aydınlatarak isteğimize uygun kararlılık ve yeniliği hayatımıza uygulama şansı veriyor.

Unutmamak gerekir ki hafta başında Güneş Başak burcuna girmeden hemen önce Mars ile birlikte geçen sene Ağustos ayında gerçekleşen tutulma derecesini tetikledi. Yani son bir yıl içinde hayatımızda süregelen olayların artık çözümlenmek üzere masaya yatırılması da söz konusu. Artık bu meseleler zihnimizi meşgul etmekten çıkacak ve somut bir şekilde ilgilenilmesi için önümüze gelecek. Şimdi eylem zamanı.

Harekete geçme vakti geldi. Nerden mi biliyoruz !! Merkür’den sonra şimdi Mars’da ileri hareketine başlayacak önümüzdeki hafta. Kaçış yok. Ofiste gerekli düzenlemeleri yapmak, evi boyatmak, arabayı satmak, yeni eleman almak, bir proje hazırlayıp müşteriye sunmak, iş alanını değiştirmek, mevcut ilişkiyi bir sonraki seviyeye taşımak ya da bitirmek gibi… Ana fikir; kalben bizi mutlu edecek olan bir yöne doğru adım atmak!

Hafta sonu Balık burcunda gerçekleşecek olan dolunay; evrene ve bize getirdiklerine güvenmemiz gerektiği mesajını taşıyor. Merkür’ün ileri hareketiyle yapacağı ilk etkileşim Jupiter’e olacak. Başka bir deyişle kendi gerçekliğimizi algılama şeklimiz ile bizi doyuma ulaştıracak olan şeyler ve bunları hayata nasıl çekeceğimiz arasındaki çelişki tetiklenecek. Peki bu ne demek?

Kendi gerçekliğimizi algılama şeklimiz; “istediğim şey bu değil, ben şu an elimdekiyle yetiniyorum zaten, başka şeye ihtiyacım yok”

öyle mi gerçekten??

Evren şu an Kova burcundaki Mars ve Boğa burcundaki Uranus transitleriyle çıtayı yukarıya çekiyor farkında değil misiniz? Hissettiğimiz huzursuzluk, adını koyamadığımız ruh hali bu aslında. Sadece evrenin oldukça gizemli metotları var, hepsi bu.

Gökyüzü bize güzel bir enerji yolluyor yola devam etmek için. tek yapmamız gereken ona güvenmek. Yani kendimize, kaderimize güvenmek. Bir cesaret ilk adımı atmak. Son bir yıl içerisinde hayatımızda olan biten şeylere bakıp, mesajı almak.

Balık burcu teslimiyetle ilgilidir. Bilinçli aklın isteklerinden vazgeçmektir. Dayatma ve sahte arzuları kenara bırakıp, yüce güce teslim olmaktır. Daha büyük bir şeyle birleşebilmektir. Bu dolunay Balık burcunda bir uçurtma açı kalıbıyla gerçekleşiyor. Üstelik tüm gezegenler nerdeyse aynı derecede. Güneş, bizi yeniliğe çağıran Uranus’e ve bunu gerçekleştirmek için başarıya odaklanan Saturn’e ışık tutuyor. Güneş’in tam karşısında ise Ay yer alıyor. Bu dörtlü birlikte uçurtma enerjisini yayıyorlar.

Tüm zorluklarla yapıp havalandırdığınız uçurtmanın gökyüzünde süzüldüğünü düşünelim bir an. Rüzgarla birlikte koşarken gözlerimiz gökyüzündedir yani hep ileridedir. Bir çocuk coşkusuyla gözlerimizi kırpmadan izleriz o uçurtmayı. Bizim eserimizdir o uçurtmanın havada süzülmesi. Amaç hep uçmasıdır, havada asılı kalamaz bir uçurtma. Bizden evrenin istediği bu dolunayı yani rüzgarı arkamıza alıp ileriye, daha yüksek bir hedefe doğru havalanmamız. Durmak mümkün değil şimdi.

Tek problem o uçurtmayı havada tutmak! Başka bir deyişle, dikkat etmemiz gereken tek şey korkularımız.

Geri giden Oğlak burcundaki Pluto ve Saturn “yapamazsın” alt mesajını da veriyor. Bilinçdışından yükselen bu satır arasına dikkat! Çünkü Mars da durağan haldeyken bu tuzağa düşmek hiç de zor değil.

Hadi bir gayret son deneme.. uçurtmamız neden havalanmasın ki..  Yapmamız gereken şey çok basit, kendi geleceğimiz için üzerimize düşen sorumluluğu almak sadece..

Yorum Ekle