ŞAFAK VAKTİ VE OĞLAK DOLUNAYI
Yine bir tutulma dönemine girdik. Aslan Kova tutulma serisinin sonlarındayız artık. Bu yaz Yengeç ve Aslan burçlarında Güneş tutulması gerçekleşecek ve tutulma serisi eksen değiştirerek Oğlak- Yengeç aksına geçecek.
Aslan ve Yengeç burçları gökyüzündeki iki ışık tarafından yönetilir. Biri Ay diğeri Güneş. Ay bilinç dışını Güneş ise bilincimizi temsil eder. Tutulmaların anlamına geçmeden önce gökyüzü bize hangi zemini hazırlıyor buna bir göz atalım beraber.
Merkür bu hafta Yengeç burcunun son derecelerinde Kuzey ay düğümüne doğru ilerliyor. Su burçlarının son dereceleri duygularımızı anlamak, hislerimizi kontrol etmeye çalışmak ve bizi rahatsız eden konuları baskılamak açısından zorlayıcıdır. Günlük hayatımızı bir düşünelim, sabah işe gidip akşama kadar yaptığımız konuşmalar, toplantılar, sorunlar ve akşam eve geldiğimizde ise tamamen farklı konuları deneyimleriz. Sadece 24 saatte maruz kaldığımız dış dünyanın bizde tetiklediği duygular neler bunu bir düşünelim önce. Bunlarla baş etmeye çalışırken algılama ve anlatma fonksiyonumuz hangi duygumuzdan etkileniyor bunları bilmemiz nerdeyse imkansız. Ben teknolojiden hiç anlamam ve gerçekten kullanma özürlüyümdür bu yüzden Yengeç burcunun son derecelerindeki Merkür’ü sıkıştırılmış bir Zip dosyasına benzetmek istiyorum. Bir yazılımın çalışır hale gelmesi için gerekli olan her tür dosyayı sıkıştırıp saklarsınız. Kullanma vakti geldiğinde verimli sonuç almak için açıp çalıştırmak gerekir. (Bu benim şu anda bilgisayarımda yaşadığım en büyük problem!) Hissettiklerimizi analiz etmeye çalışıyoruz, bizi rahatsız eden duygulardan kurtulmak istiyoruz. Denizde akıntıya kapılıp suyun üstünde kalmaya çalışmaktan yorgun düşmek gibi halimiz biraz. Peki neden yorulduk, neden bu şekilde hissediyor olabiliriz. Biraz daha açalım gökyüzündeki etkileşimi.
Eş zamanlı olarak herkesin şu anda konuştuğu bir Mars Retrosu var gökyüzünde. Bu hafta kova burcunda başladı. Mars hareket enerjimiz, savunma ve savaşma fonksiyonumuz, kimliğimizi ortaya koyma şeklimiz, ve seçtiğimiz yolda nasıl yürüdüğümüzü gösterir. Kova bireysellikle, gruplarla, modern ve yeni dünyayla ilgili bir burç. Kova enerjisi özgün kimliğimizi sembolize eder. Hiçbir gezegen gökyüzünde fiziksel olarak geri gitmez elbette. Bulunduğumuz yerden baktığımızda Dünya’nın Mars’ı geçmesiyle biz Mars’ı geri hareketteymiş gibi algılarız. Savaşçı ve rekabetçi bir gezegenin geri kalmasını ve başka bir gezegen tarafından geçilmesini düşünebiliyor musunuz!
Mars yani savaşma fonksiyonumuz yaratılış gereği geride kalmak yani yarışı kaybetmek istemez. Peki Mars’ın savaşmamızı istediği şey nedir? Kova burcundayken bizden yeni kimliğimizi oluşturmamızı, kendimizi gelişen dünyaya adapte etmemizi, doğamıza uygun davranmamızı ister. Yeni ve değişen dünyaya uyum sağlamamız için kendimize bir hedef ( yeni bir yol ) koymamızı ve bu hedef için çalışmamızı ister.
Aslına bakarsanız geçen seneden beri yazılarımda 2018 senesinin hazırlık yılı olduğunu yazıyorum. Oğlak burcundaki Saturn ve Pluto bizi istesek de istemesek de yeni dünya için zorlayacak. Şimdi Kova burcundaki Mars gerileyerek savaşa bir küçük mola veriyor. Yani “gün batarken dinlenelim, yaralarımızı saralım, kaslarımıza biraz kuvvet gelsin, yeni bir plan yapıp gün doğarken tekrar cepheye geri döneriz” demek istiyor. İşte tam da bu nokta da Merkür su grubunun son derecelerinde zaten duygularımızı, aslında kalben ne istediğimizi, bizi rahatsız eden hislerimizi anlamamızı sağlıyor. Artık iç dünyamızla yaptığımız hesaplaşmanın son günleri. Zihne taşıdığımız şeyleri Mars gerilemesinde hazmetmemiz lazım. Yani duygusal yaralarımızı görmezden gelmeden sarmalıyız ki tekrar yola devam edebilelim.
Bu kadarı bile yordu değil mi? Ama bitmedi henüz gökyüzünün anlatmaya çalıştığı hikaye!
Mars geri giderken Güney ay düğümü ile kavuşacak ve geri hareketinde Uranus ile zorlayıcı bir etkileşim içinde olacak. Yani aslında Mars’ı yöneten gezegen ( uranus ) ile kavga halindeyken geri gidecek. Kısacası geçmişimizle yüzleşmek, eski hataların tekrar farklı bir biçimde karşımıza çıkması, kapanmamış yaraların nüksetmesi gibi konularla baş etmemiz gerekecek. Bunları düşünüp, değerlendirip yeni bir yöntemle çözme zamanıdır artık. Çünkü bugüne kadar uyguladığımız şeyler artık bugünün gerçeklerine hitap etmiyor. Kendimizi yeni döneme adapte etmemiz en iyi yol gibi duruyor. Nasıl ki kullandığımız cep telefonları ve bilgisayarlar bizim isteğimiz dışı kendilerini otomatik güncelliyorsa biz de yeni ve değişen dünyaya adapte olacak şekilde kendimizi geliştirmeliyiz. Konfor alanlarımızdan çıkma dönemi. Mars kova da bireyliğimizi, özgünlüğümüzü bulmamızı istiyor. Şu anda kısa bir mola, “düşünmeliyiz”. Kendimize bu cepheyi kazanmamızı sağlayacak yeni bir strateji yapmalıyız.
Devam edelim o zaman.
28 Haziran sabahı Oğlak burcunda bir dolunay gerçekleşecek. Ay mutlu olmadığı Oğlak burcunda ve Saturn ile kavuşumdayken gerçekleşecek bu dolunay. Açıkça söylemek gerekir ki çok da kolay bir enerji değil bu enerji. Ay mutlu değilken Saturn kendi yönettiği alanda gayet kuvvetli pozisyonda olacak. Yani Saturun’un zorlayıcı, daraltan, kısıtlayan enerjisi duygularımız üzerinde etkili olacak. Ay’ın eş zamanlı Kayron ile sert etkileşimini de eklersek, eski yaralar, kusurlarımız, bir türlü geliştiremediğimizi düşündüğümüz yönlerimiz tetiklenecek.
Oğlak Dolunayında güçlü olan gezegen Saturn demiştik ya, Mars’ın içinde bulunduğu burcu da yöneten gezegen Saturn. Başka bir deyişle; bu savaşı asla kazanamayacağımızı düşünüp, bir daha ayağa kalkmak istemeyebiliriz. Bu tuzağa düşmeyelim.
Mars kova burcunda çok da mutsuz değil aslında. Çünkü Kova gruplarla, toplumla, aynı hedefe koşan insanlarla hatta grup içinde bireysellikle ilgili bir burç. Mars burda sosyalleşerek gücünü gösterebilir. Bu dönemde bize öğretmek istediği aslında içinde bulunduğumuz gruplarda ve sosyal çevremizde gerçekten kendimiz olabiliyor muyuz? Hakkımızı nasıl savunuyoruz, doğru sosyal çevrede miyiz? Takıldığımız insanlar bizi kendi hedefimize yani birey olmamıza yardımcı kişiler mi? Bunları durup düşünme vaktidir şimdi. Mars ilerleyen günlerde Oğlak burcunda gerilerken tam istediği gibi gücünü gösterme fırsatı bulacak. Yani içimizdeki gücü/savaşçıyı açığa çıkartma şansı tanıyacak. Ne kadar başarılı olduğumuzu ise yaz sonunda ileri hareketiyle test edecek. Eğer hala 2018 yılında kendinizi değiştirmeye gönüllü ve hazır değilseniz, 2019 ve 2020 yıllarında Oğlak burcunda ortaya çıkacak enerjiyi hatırlatmak isterim.
Bir kez daha düşünme vaktidir şimdi. Neden mi böyle söylüyorum? Çünkü dolunay da Güneş’in karşısında ki sadece Ay değil, en kuvvetli haliyle Saturn yer alıyor. Bir de bu açıdan bakmak lazım gökyüzünün talebine.
Güneş Saturn’e ışık tutarak kendimizi nasıl yapılandıracağımızı test edecek. Saturn Oğlak burcuna geçiş yaptığından beri ne yaptık? Bir hedefimiz var mı, yeteri kadar planlı ve sistemli bir çalışma içine girdik mi? Yoksa hala otamatik pilotta mı yaşıyoruz? Merkür’ün katkısını da konuya eklediğimizde, mahsul elimizde, geçmişten aldığımız dersler masada diyebiliriz. Soru şudur? Bu mahsulle ne yapacağım, bundan sonraki cephede hangi silahlarımla savaşacağım, duygum nedir? Kalbim ne istiyor? Ruhumu dinlemediğimde yaşadığım kimliğimden memnun muyum?
Güneş’in karşısındaki Saturn kendi sorumluluğumuzu almamızı istiyor. Yengeç burcundaki Güneş kolaylıkla küser, kırılır, alınganlaşır, hassaslaşır. Yani kolayca çocuk olabilir ancak Saturn göreve çağırıyor.
“Ağlama, kimse yardımına gelmeyecek. Ayağa kalk ve savaşmaya devam et” İşte bu dolunayda mesaj bu.
Yani araştırmaya devam, duygularımızı ve nerde olmak istediğimizi araştırırken zaten kendi büyümemizi gerçekleştirebiliriz. Evet yollar biraz engebeli olabilir ama bu haftasonu Merkür Aslan burcuna geçtiğinde ve hızla Venüs’e yaklaştığında biraz daha rahatlama gelecek. Merkür tam 0 derecede Aslan burcuna girdiğinde Venus 18 derecede yani tam tutulma dercesinde olacak. Uranus ile uyumlu etkileşimi ise engelleri nasıl aşacağımız konusunda ışık tutacak.
Yani bir şafak vaktindeyiz hep beraber. Uyanmaya az kaldı bence, siz ne dersiniz?
DİDEM CAN