Yükleniyor...

SATURN PLUTO KAVUŞUMU: YENİ BİR DÖNGÜ

6 Ocak 2020

Dünya önemli bir eşikten geçiyor bugünlerde. Saturn ve Pluto tam kavuşuma doğru ilerliyorlar. Ay tutulmasının hemen ardından, 12 Ocak 2020 tarihinde tam kavuşumlarını yapacaklar.

Hem Saturn hem de Pluto ağır giden gezegenler oldukları için etkileri de bir o kadar kuvvetli ve dönüştürücü nitelikte.  Bu ikilinin sert etkileşimi söz konusu olduğunda, hakim duygu genelde korku ve endişe oluyor. Baskı ve zorbalığın ortaya çıkabileceği ortamlar oluşuyor. 1982, 2001 ve 2010 yıllarında dünyada ya da ülkemizde yaşanan olayları incelediğimizde Saturn ve Pluto’nun döngülerini daha net anlayabiliriz.

Kişisel seviyede ise bu ikili ruhun tekamül etmesine destek olurlar. Aktif ve canlı bir şekilde gelişim sürecini desteklerler. Farkındalık, güllük gülüstanlık bir ortamda gerçekleşmez genelde. İnsanın evrilme sürecinde biraz acı ve zorlanma vardır hep. “Bir musibet bin nasihattan iyidir” sözü Saturn ve Pluto’nun çalışma prensibini çok iyi özetliyor sanırım.  

Yeni dönemi başlatacak olan bu gezegenleri biraz anlamaya çalışalım isterseniz.

Saturn; yapıları, kısıtlanmayı, engelleri temsil eder. Her türlü gecikme ve kıtlık duygusuyla bizi terbiye etmeye çalışır. Pluto ise dönüşüm ve ölüm gezegeni olarak aşırı odaklanmış bir gücü sembolize eder. Gözün görebileceği en son gezegendir Saturn, bu yüzden sınırlar da Saturn’un kontrol ettiği konuların içinde yer alır. Sınırlar, kanunlar, kurallar, eskiden getirdiğimiz ne varsa başkalaşacak, yeniye evrilecek bundan sonra.

Eskinin yıkılması ve ölüm aslında yeni olana yer açmak için gerçekleşir. Hayatın içinde “ürün yaşam döngüsü” diye bir kavram vardır. Her şey doğar, gelişir ve ölür. Bizim için bunu kabul etmek zor olsa da, bu şekilde gerçekleşir yaşam döngüsü. Sanırım insanoğlu sadece moda söz konusu olduğunda bu gerçeği kabul edip, modası geçti diye vazgeçebiliyor hayatındaki bir şeyden. Ama konu, inanca, kişiye, kavramlara, yapılara gelince durum biraz dramatikleşiyor. Sıkı sıkı sarılıyoruz bir fikre ya da kişiye.. Bırakmak istemiyoruz ve acı çekmeye, çektirmeye başlıyoruz. Bu da içsel gerilimin artmasına neden oluyor maalesef.

Şu anda içinden geçtiğimiz süreçte yaşananlar da bundan farklı değil.

Oğlak burcu yapıları, hedefleri, sınırlarımızı ve hayatımızın tanımını sembolize eder. Bu durumda çok majör bir dönüşümden yani eski işlevsel olmayan kurumların, kurduğumuz yapıların yıkılmasından bahsediyoruz demektir. Belki artık çok dallı budaklı büyük yapılara ihtiyaç yoktur, kim bilir. Hatta yaşam tarzında sadeleşmek bile gerekebilir bundan sonra.

İçinden geçtiğimiz bu günlerde, koşullar ne olursa olsun, bizi daha işlevsel bir modele götürecek olan başarma azmini korumamız gerekir.

Pluto Saturn ikilisi, elenmeye ve yıkılmaya hazır olan her şeyi yüzeye çıkaran bir enerjiye sahiptir. Hayatımızda görmezden geldiğimiz ve değiştirmemiz gereken temaların yüzeye çıkması çok büyük bir ihtimal. Direnmek bu süreci biraz daha zorlar sadece. Bu konuların neler olduğunu görüp kabullendiğimizde, dönüşüm o kadar da sancılı olmayabilir. Gönüllü olursak, Jupiter bize bu konuların farkındalığı için rehberlik edecektir. Çıkış yollarını tüm alternatifleri ile gösterebilir.  

Başka bir deyişle bu üçlü yeni bir döngüyü birlikte başlatacaklar. Peki bu ne kadar sürecek? 2021’de bitecek mi? En çok bu soruları duyuyorum. Cevap; sonsuza kadar sürecek. Hayır 2021 yeni tohumun olgunlaşmaya başladığı sene olacak.

Yazımın başında da belirttiğim gibi bu döngü 1982 yılında başlamıştı 2020 yılında tamamlanıyor. Şimdi bir öncekinden oldukça farklı ve daha kuvvetli bir döngü başlıyor. Aslında çok heyecan verici. Bana göre yeninin belirsizliği özgürlük ve potansiyeli de içinde barındırır her zaman. Olaylara nerden ve hangi perspektiften baktığımıza göre değişir tabii. Bazılarımız depresif ve negatif bakış açısıyla yaklaşacaktır mutlaka, bu da bir gerçek.

Yaşadığımız sorunlar her neyse; ister para, ister sağlık, ister aşk, ister çocuk fark etmez, konunun köküne inip, derinlemesine araştırmaya yönelmemize neden olacak bir süreç içindeyiz. Her zaman her konuda olduğu gibi madolyonun iki yüzü var. Biz bu üçlünün hazırladığı ortamı nasıl kullanacağız? Yıkıcı mı yoksa yapıcı mı olacağız?

Bana göre içinden geçtiğimiz süreç bakış açımızı değiştirmeye yarayan bir süreç. İnançlarımızın bazılarını terk etmemiz ve yeni bir kavrayışla hayata yaklaşmamız gereken bir noktadayız. Yeni çağ, eski anlayışla yaşanamayacak kadar farklı olacak. Gezegenlerin bize anlatmaya çalıştığı gerçek bu aslında. Pluto işin içindeyse ruhun spiritüel yolculuğu da mutlaka işin içindedir. Bir de Jupiter’i eklediğimizde bu gelişim, toplumsal olarak yaşanacaktır mutlaka. Hissettiğimiz baskı belki de bizim için uygun olanı anlamamızı sağlayacaktır, kim bilir..  Verdiğimiz mücadele sayesinde vizyonumuzu geliştirebiliriz. Vizyon, büyümenin ilk temel taşıdır unutmayın.

Her türlü engele ve kısıtlanmaya hatta baskıya rağmen, hayata dair iyimserliğimizi koruyarak, emek harcadığımızda büyüme de beraberinde gelecektir. Biliyorum hiç kolay bir dönem beklemiyor bizleri, ancak doğum sancısız olmuyor. Bizden beklenen kendi geleceğimizi yaratmak için yoğun bir çaba. İnancımızı yitirmediğimiz sürece sorun yok. Güzel bir döngünün başlamasını temenni ederim.

İyi haftalar

Yorum Ekle
Beril Gonullu
Cok aciklayici ve bu karisik donemde bir o kadar umut verici bir yazi. Tesekkurler...